Korna Günlükleri 39
- Jacko NAMET
- 30 Nis 2020
- 2 dakikada okunur

Herkese Merhabalar, Aynı hafta içerisinden işe 2 defa gitmeyeli ne kadar uzun bir zaman geçtiğini bugün anladım. Haftalar sonra ilk defa bugün sabah 08.30 da evden çıkıp 09.00 da iş başı yaptım ve nerede ise ofisteki tüm zamanımda efektif olarak çalıştım. Pek çalışmayı sevdiğim söylenemez aslında, çok çalışırım ama çalışmanın gerekliliğine de pek inanmam. Bakış açım çok farklı çünkü kazandığımız paraları gereksiz yere bize harcatıp bizi zengin köleler yapan bir sistemin içinde olmak mutluluk vermiyor bana. Ne kadar kazandığınızın bir önemi de yok. Kazandığınızdan daha fazlasını istememiz maalesef ki engelleyemeyeceğimiz bir iç güdü haline getirildi. "Toplumun çalışan üyeleri hiçbir şey elde etmezken, her şeyi elde edebilen üyeleri hiç çalışmamaktadır." diyor Karl Marx, Komünist Manifesto'sunda. Durun! hemen komünist kelimesini duyunca rahatsız olmayın, burada anlatılmak isteneni anlamaya çalışalım hep beraber. Emek yüksek çalışanların, yaptıklarının karşılığını aldığını söylemek gerçekten imkansız bu zamanda. Fakat problem en en üst zengin, ne de en alt fakirlerde. Sorun orta kısımın giderek azalmasında. Uçlara doğru giden gelir paylaşımsızlığı dünyanın sonunu getirecek. Tek değer yargısı olarak parayı benimseyen yeni yüzyılın "Modern" ülkeleri aslında Dünya'yı yok ettiklerinin farkında bile değiller. Amacım kimseyi savunmak ya da eleştirmek değil, zaten tek başıma bir şey düzelteceğim de yok. Amacım az da olsa kendimi motive tutmaya çalışmak. Mecburen çalışıyorum derken anlatmak istediğim de tam bu. Çevrenize bakın, yaptığı işi para almaz ise yapacak kaç kişi bulabilirsiniz? Bence çok azdır bu rakam. Bu ne demek? Bana göre kaç para kazanıldığından bağımsız, eğer yaptığınız işi sevip sevmediğinizi ölçmek istiyorsanız "bedavaya yapar mıyım?" sorusunu sorun kendinize. Cevap "Evet" ise doğru yerdesiniz, hayır ise sizde sistemin kölesisiniz demek. Bizi hobi diye bir şeye mahkum ettiler, kibarca diyorlar ki gelin çalışın paranızı alın sonra kendinize ayıracağınız 2 saatte de bir hobiniz olsun. Peki neden tam dersi değil? Yani tüm günümüzü hobimize ayırsak da 2 saat çalışsak. Olmaz çünkü sistem kendi içinde kapalı devre çalışıyor, bir yerden kazanıp diğer yere o parayı harcamamız gerek. Senelerdir bunu düşüne düşüne kendimi yordum, maalesef tek başıma çözümün mümkün olmadığını anladım ve kendimi tekrar işe yolladım. Bu düşünceleri tembellik olarak değerlendirecekler olacaktır elbet, "Aslına bakarsanız, tembellik insanın doğasında var. "Çalışma" sözcüğünün Fransızcası Travail "zahmetli iş", "acı veren iş", bir tür "işkence" anlamını içeriyor." diyor, Paul Lafargue**, Tembellik Hakkı adlı kitabında. Hepimizin tembellik hakkı olması gerektiğini her zaman savundum ama bunu doğru analatabilmek de kolay değil. Neyse ki günlüğü sadece kendime yazıyorum... Sevgiyle Kalın, Evde Kalın, Sevdiğiniz İşi Yapın... Jacko ** Yazar Karl Marx'ın damadı olup ikinci kızı Laura ile evlenmiştir.
Comments