top of page

Korona Günlükleri 15

  • Yazarın fotoğrafı: Jacko NAMET
    Jacko NAMET
  • 31 Mar 2020
  • 2 dakikada okunur

Herkese Merhabalar, Evde geçen bir gün daha. Ama bu defa miskinlik yok. Sabah 08.15 uyandım. Kahvemi içtim, çocukları uyandırdım ve işime başladım. Çocuklar da kendi işlerinin başına geçtiler çok da fazla uyarılara gerek kalmadan. Oğlan alıştı rutine, bir daha bu çocukları nasıl sınıfa sokup ders yaptıracaklar bakalım. Dijital dünyanın tadını aldılar bir kere 20 kişilik odalara sokarlar mı bakalım bir daha kendilerini. Ufaklık için ise herseye çok hızlı ve erken bir giriş oldu. Dijital hayat onlar için standart paket olacak sanırım. "Zoom" dan işlenen dersler, indirilip çıktı alınan ödevler, Youtube dan izlenip yapılan sporlar, ve çekilip online platformlara yüklenen resimler. Vay be ne hızlı giriş ama, ben 5 yaşında iken renkli TV bile yoktu yahu bizim evde. Bu dijital hayat çok şey de katabilir insana çok şey de götürebilir. Kim kendi lehine kullanırsa. İşler yok ama moral da bozmuyoruz, yarın şirketçe ilk zoom toplantımızı da yapacağız en azından moralleri yüksek tutmak adına biraz konuşmak herkese iyi gelir diye düşünüyorum. Herkes istese de istemese de dijitalleşmeye başladı. Bu bize neler getirecek ve bizden neler götürecek bakalım. İş hayatlarımızla ilgili değişim rüzgarları esecek çok yakında, bazılarımız işlerine yeni yön verecek, bazılarımız iş değiştirecek, bazılarımız işlerini dijitalleştirip daha da çok para kazanacak, ama tek gerçek var ki hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Akşam seansı ise belli. Yemek ye, TV başına geç rakamları bekle. Rakamlar üzerinden sürekli yazıştığım 1-2 WhatsApp grubunda yorumlar ve ardından otur bilgisayar başına günün yazısını yaz. Tek büyük dert yine internet hızı. Teknolojinin ileri gidebilmesi için mutlaka bu hız olayını çözmeliler. Bunu ancak tüm ülke evde oturunca anlayabildik maalesef.  Virüs sonrası ile ilgili çok insansın çok fikri var. Herkes kendi görüşlerini bir şekilde bir diğerine aktarıyor, bu kötü bir şey değil. Fikirler paylaşılınca güzel oluyor. Ben bir fikrimi paylaştığım zaman birisi de bunun tam zıttını paylaştığı zaman, acaba benim düşüncemde hata var mı diye düşünüyorum. İşte bu fikir özgürlüğü, insanın gerçek özgürlüğünün ilk adımı. Fikrini özgürce söyleyebilmek harika bir şey, fakat bu fikiri ilk defa kendi düşündüğünü düşünmek ise basitçe ahmaklık. Her fikir benden önce birisi tarafından düşünülmüştür, aynısı olmasa bile çok benzeri. Zaten düşünceler ve dünya böyle ilerler, bu bir bayrak yarışıdır. İnsanlar fikirlerini özgürce söylemekten korkarak yaşarlar ise ilerlemek mümkün değildir. Doğrudur ki çok kişinin düşündüğünü az kişi dile getirebilir, işte bu az kişi cesaret ile çoğunluğun karşısına çıkıp kendi fikrini diretebiliyorsa ve fikrinden dolayı zarar görmüyor ise, o zaman toplumsal farkındalık artar. Kendimizden farklı düşüneni dışlamak yerine korumalıyız ki ilerleyelim. Bunu yapıyor muyuz peki? Bu virüs herkesin içe dönüşü ve bugüne yaptıklarını değerlendirmesi için bir fırsat. Böyle bir olayın olabileceğini hiç birimiz düşünmedik ve doğal olarak hazırlıksız yakalandık, bunu fırsata çevirmek bizim elimizde. Fikir ve ifade özgürlüğü hepimizin önceliği olmalı ki toplum olarak ileri gidebilelim. Karşımızda duranı ötekileştirmek, çoğunluğun her dediğini doğru zannetmek en büyük hatalarımızın başında geliyor bence.  Sevgiyle Kalın, Saygıyla Kalın, Evde Kalın... Jacko...


Comments


©2020, Korona Günlükleri tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page