Korona Günlükleri 16
- Jacko NAMET
- 2 Nis 2020
- 2 dakikada okunur

Herkese Merhabalar,
Ufak bir değişiklik ile artık sabahları yazmaya karar verdim. Gece bir telaş ile yazarken bazı şeyleri kaçırıyorum. Gündüz ise daha rahat yazıyorum.
Evde geçen bir gün oldu fakat aktif geçti günüm. Sevdiğim arkadaşımın doğumgünü idi hem özelden hem "zoom" dan kutladık bir çok kişi. Dijital hayata merhaba derken bir anda bu işin profesörü olduk hepimiz. Daha sonra ise ailenin erkekleri bir zoom toplantısı yaptık. Israel'deki 2 yeğen, evdeki oğlan ve evinde kalan babam. Herkesin sıra ile durum analizi ve fikirlerini paylaştığı çok keyfili bir görüşme oldu. Gençler ümitli, bu güzel, büyükler de sabırlı bu da güzel. Moral olarak yükselerek çıktım bu görüşmeden işin doğrusu. Hele ki benim oğlan sabırlı olmayı öğreneceğiz deyince yerimden fırlayıp sarılasım geldi adama. Ne kadar büyüdüğünü de böylece görüyorum. Ufaklıkla da gelişimi açısından iyi şeyler yapmaya başladık. Onun da abisi gibi akademik başarılı bir çocuk olacağını düşünüyorum ve şimdiden evde bazı çalışmalara başladık bile. Tuna'da yeni duruma adapte olmaya çalışıyor, çocukların programlarına hakim ve geliştirmeleri içinde elinden geleni yapıyor. İlk günlerde ki yüksek tansiyon gitti evde. Şu aralar herkes daha bir anlayışlı. Akşam ise çok ilginç bir "zoom" yaptık. Lise arkadaşlarım ile yaptığımız bu görüşme 17 kişilik katılım ile beklentimin çok daha üzerinde idi. Bu görüşmede her kesimden arkadaşımızın sorunları olduğunu da görmüş oldum. Bir arkadaşımız işini kaybetmiş, bir arkadaşımız yeni kurduğu şirketinde sorun yaşamış, bir tanesi özel sektörde kimin ne yapacağını bilmiyor. Yani herkes bir şekilde bu işten yara alıyor, gördüğüm tablo ise gece iyi uyutmadı beni zira herkes çok ümitsiz. Acaba bu ümitsizlik sadece bizim ülkemize mi ait diye düşünmeden edemiyorum. Hatta daha öteye gidip acaba bizim jenerasyon da mı problem var, hepimiz pesimist miyiz diyorum kendi kendime. 15 gün sonra tekrar buluşmak üzere toplantıyı sonlandırdık ama eminim ki herkes bilgisayarları kapattığında kafasında daha da fazla soru ile girdi yatağa. Bu bilinmezlik hepimizi çok zorluyor. Herkes sonu ne zaman ve nasıl olacağını bilmediği bu virüsle ilgili konuşuyor ama bir saniye durup da baktığımızda hiç kimsenin bir şey bilmediğini ve de bilemeyeceğini anlıyor insan. Bu bilinmezlik de doğal olarak hepimizi rahatsız ediyor. Sabah ofise gitme sırası bende. Artık neler yapamayacağımızı değil neler yapabileceğimizi düşünme ve bu konuda çalışma zamanı.Burada iş yoksa nerede ve ne iş var diye kafa yormak lazım. Kafamızı çalışmaya ve aktif olmaya zorlamalıyız aksi halde miskinlik her yanımızı saracak ve virüs gittiğinde işe ve hayata dönecek enerji bulamayacağız.
Virüs herkese bir şeyler öğretiyor ama bana en çok sabır ve sükunet öğretiyor sanırım. Umuyorum ki yeni dönemde bu sabır ve sükunet ile çok daha mutlu bir insan olacağım. Zira yeni dönem herkesin çok daha zorlanacağı bir dönem olacak. Büyüklerin her şeyi yiyip bitireceği bir zaman dilimine doğru hızla gidiyoruz. Küçük firmalar en büyük avantajları olan manevra kabiliyetlerini kullanmaları gerekecek. Şu anda bu manevraların ilki dijital hayata geçiş. Herkes kendine bu dünya da yer edinmeli. Nasıl ki bugün 75 yaşında ki insanlar "zoom" görüşmesi yapmayı öğreniyor hatta arkalarına "background" bile koyabiliyor bizlerde değişime ve yeniliğe açık olmalıyız bundan sonra. Doğrudur ki hiç bir şey kolay olmayaca çünkü değişim zordur, ama bu değişimi en hızlı yapanlar ve adapte olanlar diğerlerinden bir adım önde olacaklardır bundan adım gibi eminim. Yeni dünya dijital olacak ve devler arasında ufaklar kendilerine yer edinebilirler yine de. O zaman Dijital Yeni Dünya'ya merhaba demek için herkes çalışmaya başlasın...
Sevgiyle Kalın, Sağlıklı Kalın, Dijitalleşin....
Jacko...
Comments