top of page

Korona Günlükleri 2

  • Yazarın fotoğrafı: Jacko NAMET
    Jacko NAMET
  • 19 Mar 2020
  • 2 dakikada okunur

Herkese Merhabalar,


Söz verdiğim gibi gece yazmaya başlıyorum, ilk gün olduğu için 2 yazı var ama bundan sonra tek yazı olacak her gün.


Üzücü bir gün oldu öğlenden sonra. Şirket çalışanlarını evden çalışmaya gönderdik, ve bir anda şirket terk edilmiş oldu. Herkes gittikten sonra yarım saate yakın oturdum boş boş. İçim acıdı, sanki kapanmış, batmış gibi hissettim. 16 yıldır baktığım evladıma bir şey olmuş gibi yandı canım. Neyse ki şimdilik öyle bir şey yok. Bir nöbet çizelgesi ile her gün tek bir kişi gelecek ofise nöbetçi olarak. İş olduğundan değil psikolojik olarak iyi hissetmek için gideceğiz, bir iş filan olacağını sanmıyorum zaten iş iptalleri ardı ardına geliyor. Eve geldiğimde ise artık bir rutin olmaya başlayan kapıda soyunma işlemi ardından sıkı bir duş ve tüm kıyafetler kirliye atıldı hemen yıkanmak üzere. Sonrasında komşulara ziyaret, bir yerde kahve bir yerde oyun derken gece ettik. Günün en zorlu iki saati oluyor bu aralar benim için. Birincisi İtalya'nın verileri açıkladığı 20.00-20.30 saatleri arası diğeri de Sağlık Bakanı'nın verileri açıkladığı saat. Maalesef İtalya'ya sürekli bakmak moralimi çok bozuyor ama bakmadan da duramıyorum. Ülkemizde ise işler yavaştan sarpa sarmaya başladı bile. Bugün vaka sayısı 191, ölü sayısı ise 2 olarak açıklandı. İstatistikleri takip etmeyi sevdiğim bir şey, spor yazdığım için ve mühendis formasyonu aldığım için rakamlar ile aram her daim iyi olmuştur. İstatistik hem pozitif hem de negatif bakabileceğin tüm verileri verir sana, ondan sonrası insanın kendisine kalır. Şu anda ki eğrimiz maalesef İtalya'ya benzer gittiği için tüm modellemelerimi oradan alıyorum. Enseyi karartmıyorum ama içimde açılmıyor. En büyük derdim annem ve babam. Onlara da hak veriyorum aslında, evde hapis gibi yaşamak hele de 70 inden sonra adil değil ama elden gelen bir şey yok. İnsanın yaşı ilerledikçe biraz kural tanımaz oluyor anlaşılan, yaşarsam göreceğim bakalım ben nasıl olacağım. Evde sürekli bir tansiyon var, çocuklar yavaştan sıkılmaya başladı. Oğlan LGS sınavına hazırlanıyor, ne yapacağını pek bilemiyor ama biz ailece onları bazı rutinlerde tutmaya çalışıyoruz. Okul gibi olmasada bir program dahilinde evde meşgul etmeye çalışıyoruz onları. İlerki günlerde bizi bekleyen en büyük zorluk çocukları oyalamak olacaktır. Pek tabii ki evde kaldığımız sürece kendimize ayıracağımız alan da bizim açımızdan önemli olacak. Çocuklar konusunda yaşadıkça yazmaya devam edeceğim. Okuyanlar da belki kendilerine bir şeyler bulur.


Virüs konusunda ki fikrim halen sabit. Bu olayların virüs yüzünden olmadığını, ama virüs korkusunun etkisini olduğunu kabul ediyorum. Geleceğe yönelik yeni planlar yapılması gerektiğini düşünüyorum. Mutlaka yeni bir düzen oluşacak ve bu yeni düzenin nasıl olacağı hakkında hiç bir fikrim yok. Tsunami gibi aniden vuran virüs dalgası geri çekilince dünyanın en çok ihtiyaç duyacağı şey üretim bilgisi olacak. Finansal olarak çok güçlüler büyük yara alacak ve küçüklere gün doğacak bence. Buna yönelik çalışmalar yapmam gerektiğini, virüs sonrası hayatın nasıl olacağına göre ve nelere ihtiyaç olacağına göre düşünmem gerekli. Bazı insanlar gibi Kapitalizm'in sonu olacağını düşünmesem de, üreten insanlar için bundan sonra işlerin daha kolay olacağına inanıyorum. İnsanların finansal olarak güçlerini kaybedeciğini, sermayenin ve bankacılık sisteminin büyük yara alacığını düşünsemde kapital düzenin insanları hemen rahat bırakacağını sanmıyorum. Fakat herkesin gördüğü bir gerçek var ki tüketim bir yere kadar, insanların, ihtiyaç fazlası üretilen ve pohpohlanan ürünlerini tüketmeye zorlayan sistemleri yavaştan terk etmesi gerektiğini anlayacağı bir dönem olabilir. Bu tüketim alışkanlığı ile yetişen bir nesil var, bu nesil için zor olacak olsa bile bu travmanın etkileri bakalım dünya gençliğini nereye götürecek.


Sevgiyle kalın, Evde Kalın. Mutlu Kalın.


Jacko...

Comments


©2020, Korona Günlükleri tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page