top of page

Korona Günlükleri 3

  • Yazarın fotoğrafı: Jacko NAMET
    Jacko NAMET
  • 20 Mar 2020
  • 3 dakikada okunur

Herkese Merhabalar,


Günlük yazmak disiplin isteyen bir şey. Uzun senelerdir bunu yapmayı isteyen bir kişi olarak şimdi bu fırsatı bulmuş olmak kendim adına sevindirici umuyorum ki buna devam edebilecek disiplini korumayı beceririm. Bu zamanlarda yazarak içimi boşaltabilmek beni çok rahatlatıyor.


Bugün evde geçirdiğim ilk gün. Moralman çok zor oldu sabah bunu karşılamak. İşim olsun olmasın her sabah kalkıp işe giden bir adam olarak bu sabah amaçsız uyanmış olmak çok ağır geldi. Hele ki eşim Tuna (istemeden olsa da) işe gidince evde çocuklar ile kalmak çok garip. Sabah bir kahvaltı faslı ardından oğlana günlük program hazırladık ve o işe koyuldu. Neredeyse bir okul disiplini ile tüm gün ders çalıştı. Hatta özel öğretmeni gelemediği için "online" ders bile yaptılar. Bana dersin verimli olduğunu konsantrasyon sıkıntısı çekmediğini bile söyledi. "Online" hayata alışmak adına iyi bir adım oldu bu işe onun için. Çocuk bir şekilde kendini motive tutmaya çalışıyor, malum LGS'ye çalıştığı için motivasyon kaybı, geçmiş 8 ayın kaybı olabilir ve 13 yaşında olmasına rağmen bunun bilincinde olması gerçekten mutluluk verici. Sınav olur ya da olmaz önemli değil, onun bu çabasını görmek bir baba olarak beni mutlu ediyor. Tabii ki öğretmenlerinin de çabaları takdire şayan. Ufak olan ise herseyde bi haber denebilir. Neden okula gitmediğini henüz tam anlamamış olsa da, kendi hijyenine dikkati çok ciddi olarak arttı. Gördüğünü yapıyor tabii çocuk, biz defalarca ellerimizi yıkayınca o da ister istemez taklit ediyor. Bu da her zaman söylenen "rol model" konusunun ne derece önemli olduğunu gösteriyor bana. Ufağında ödevleri vardı onları da baba kız yaptık. Bu süreç içinde benim neden evde olduğumu bir kaç defa sordu, ben de üstü kapalı bir şekilde ve basitçe ona anlatmaya çalıştım. Anladığını ummaktan başka şansım yok. İşle ilgili de hep kriz sonrası senaryolara göre planlar yapmaya çalışıyoruz. Bu iş elbet bitecek görüşü sabit şimdilik ama süreç uzadıkça bizim de psikolojimiz nasıl değişecek bilmiyorum. Dün açıklanan paketleri diğer ülkelerin açıkladıkları paketler ile karşılaştırıyor herkes ama bu büyük hata. Yaşadığımız ülkeyi iyi tanımıyor çok kişi. Maalesef finansal gücü sınırlı bir ülkedeyiz ve devlet pek bizi koruyacak gibi durmuyor. Bundan sonrası bireylere kalıyor, herkes kendi geleceği ile ilgili bazı kararlar alacak ve alınacak bu kararlar ne doğru ne de yanlış olacak. İnsan bilmediği bir geleceğe nasıl hazırlanabilir ki? Akşamüstü Tuna'nın eve dönüşü ile tüm ev rutin hayatına döndü. Ama bir eve dönüş ki, alışveriş yapıldığı için eve adım atması 25 dakika daha sonra kendi hijyenini halletmesi bir 25 dakika daha derken nerede ise 1 saatlik bir süreç. İnsan paranoya yapmadan duramıyor tabii ama teması ve virüsün eve girmesini önlemek nerede ise imkansız bence. Tam bir sokağa çıkma yasağı olmadan bu virüsün bulaşımını engellemek mümkün değil bence. Gün içinde kendi kendime acaba bu çaba beyhude midir diye sordum durdum? Ya tam izole olmak ya da peşini bırakmak lazım sanki. Kararsızım ve kafam net değil. Bir histeri var hepimizde ama bunun altından kalkmak da kolay iş değil. Yapsak bir türlü yapmasak bir türlü. Her dokunduğum yerden sonra ellerime sürdüğüm dezenfektanlar sağolsun zımparaya bağladı ciltlerimiz. Çocuklar da bizden gördüğünü yapıyor da bu derece kimyasal temas iyi mi? Kafamda yüzlerce soru var, işin kötüsü hiç birinin net cevabı yok. Benim gibi net olmayı, siyah-beyaz yaşamayı ilke edinmiş bir adam için bu kadar belirsizlik fazla. Geleceği düşünürken ve bugün korkarken hepimiz psikolojimize dikkat etmeliyiz. Zira hayat devam edecek, ve devam edeceği zamana güçlü başlamak için en önemli ihtiyaç kuvvetli bir zihin olacak bana sorarsanız.


Virüs geldi beri herkes daha bir spiritüel oldu çıktı. Yıllardır ihtiyacımız olmayan şeylere para harcatan sistem artık çökme emaresi gösterirken herkes kendine çeki düzen vermesi gerektiğini anlamaya başlıyor. Fakat bu gerçek mi yoksa sadece travma mı? Herkes evlerde kalıp "yok aslında buna ihtiyacım yokmuş" diyor ya, acaba tüm bu insanlar virüs etkileri bitince tekrar eski düşüncelerine dönecek mi? Kapital düzen diye adlandırılan ve paranın her şeyden daha değerli olduğu günümüz düzeni bu kadar basitçe değişir mi? Bana sorarsanız hiç bir şey değişmez, zira insan bu tip şeylerde eşitlikçilik peşinde koşmak yerine kendini öne atmak peşinde koşar. Zaten marketlere akın edip belki ihtiyaçları olur kaygısı ile inanılmaz rakamlarda alış veriş yapanlar da bunun ispatı. Sistem üretmeye devam edecek pek tabii, ama tüketenler tüketmeye devam edecek mi? Bir yerde ihtiyacımız olan kadar tüketmeyi becerirsek sistem kendi içinde dengesini bulacaktır. Zaten virüs ile tetiklenen ekonomik sıkıntının temeli de bu nokta. Dünya da dolaşımdaki gerçek paranın yaklaşık 9 misli dijital para var. Yani herkes bankadan parasını çekmeye kalksa bu para yok. İşte bu gerçeği gören sistem yaratıcıları, riski gördükleri için bu virüsle tetiklenen panikten pek de mutsuz değillerdir. Şimdi bir silkelenme olacak ve çürük yumurtalar ayıklanacak. Elde kalan küresel devler çok daha rahat at oynatacaklar. Yani bu virüs ile kapitalizm çökecek düşüncesi bana göre tam da tersi yönde ilerleyecek. Hatta ülkeler bazında bakarsak, fakirler yok olurken zenginler fakirleri kurtarıyorum ayağına daha da rahat sömürü düzenine geçecek. Bunu önlemenin tek yolu var, ihtiyaç kadar tüketim. Bakalım insanlar bunu yapabilecek mi?


Sağlıcakla Kalın ve en sevdiğinize bile mutlaka mesafeli kalın.


Jacko...

Comments


©2020, Korona Günlükleri tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page