Korona Günlükleri 33
- Jacko NAMET
- 21 Nis 2020
- 2 dakikada okunur

Herkese Merhabalar,
Dün evde durdukça düşünmek ve senaryolar yazmak lazım diye bitirmiştim yazımı. Düşünmek konusu pek çok kişiye ilginç gelmemiş olabilir fakat medeniyetler düşünceleri geliştikçe ilerleyebilir ancak. Vaktimizin bol olduğu bu günlerde düşünmek üzerine yazmayı tek bir güne sığdırmak yerine bir ikinci gün de bu konuya yer vermeye karar verdim. Hayatımızın bu ilginç döneminde bu konu her birimizin geleceği açısından çok değerli olacak bence. Evde durdukça atıllaşan beynimizi tekrar çalıştırabilmenin en iyi yolu bu konuları düşünmek. Ben düşünmenin yanına bir de yazmayı ekledim ki, ileride hayat normale döndüğünde bu günleri nasıl geçirdiğimi unutmayayım. Çok küçük yaşlardan günlük yazmak ister fakat biraz tembellik biraz da disiplinsizlik yüzünden yazamazdım. Defalarca yazmak için günlük satın aldığımı bilirim. İlk 2-3 gün sorunsuz yazdıktan sonra önce 3 günde bire, daha sonra haftada bire ve en sonunda da unutulmaya yüz tuttu benim günlükler her defasında. Yaş ve teknoloji ilerledi ben de denemeler bitmedi, bir çok program indirdim bilgisayara ve telefona ama yine aynı şeyler çıktı karşıma. Hızlı başlangıçlar fakat sonrasında kopma yaşanması ve en sonunda terk etmek günlüğü. Fakat bu defa hayatımda ilk kez bu derece kararlı ve istekliyim. Neden diye düşündüm ben de? Dedim ya düşünecek vakit bol. Neden yazıyorum biliyor musunuz? Çünkü hayatımda ilk defa bu derece boş vaktim oldu, çünkü hayatımda ilk defa kendimi dinleyecek bu kadar boş vaktim oldu. Dinledikçe de kendimle sohbet etmeye başladım işte bu yazılar da kendimle sohbetlerim. Bu sohbetlere yakın çevremi de katıp internet mecrasına taşıdım yazılarımı. Şimdi ise artık kendimle daha ciddi konular konuşmam gerektiğini, ne yapıp ne ettiğimizi yazdığım o heyecanlı ilk günlerin bittiğini gördükçe farklı fikirlerimi de burada paylaşabileceğimi anladım. Düşünmek konusuna da bunun için ikinci defa yer vermeyi uygun buldum.
Antoine de Saint-Exupéry ; "Kişinin kendisini yargılaması, başkasını yargılamasından çok daha zordur. Eğer kendini doğru bir biçimde yargılamayı başarırsan, gerçek bir bilgesin demektir.'' demiş Küçük Prens kitabında. Bunu kendi düşüncemi eleştirmek olarak anlıyorum ben. Ve bu şekilde kendi düşüncelerimi yargılama yolunu seçmeye çalışıyorum. Hayatın belirli bölümlerinde kendini yargılamayan her insan mutsuz olmaya mahkumdur bence. Kendini düşüncelerini düşünmek, kendi düşüncelerini eleştirmek istemelidir her kişi. Kendi düşüncelerimizi geliştirdikçe mutluluk denilen o soyut kavrama daha fazla yaklaşacağımızı hissediyorum. Ben de elimden geldiğince kendi düşüncelerimi eleştiriyorum ve bunun ne derece zor olduğunu biliyorum, fakat eğer bunu durdurursam gelişemem ki. Gelişmek için dışarıdan gelen bilgiye, dışarıdan gelen yeni düşüncelere açık olmak gerekli. Sadece kendi düşünceleri ile sabit kalan bir beyinin gelişmesi mümkün değildir. Bunu hayatın her yönü uygulayabilirsiniz. İş hayatı da, aile hayatı da , arkadaşlık hayatı da benzer şekilde değişime açık tutulmalıdır. Düşünmekten korkmak aslında hayatın gerçeklerinden korkmaktır.
"İnsan kendisini tanıması için sınanmalıdır; bir atılım yapmadıkça ne yapabileceğini öğrenemezsin... Bana göre büyük adamlar çoğu zaman talihsizliklerden hoşlanırlar, tıpkı cesur askerlerin savaştan hoşlanması gibi."- Seneca.
Bugünler de hepimizin sınandığı günler, bu günlerden korkmadan, geleceği düşünerek ve bu savaştan daha güçlü çıkacağımıza inanarak bu günleri yaşamamız gerçekliğin tam kendisidir. Bu yüzden bugünlerde içimize gelen sıkıntılar, endişe duyulan gelecek aslında bizi ilerki günlere çok daha iyi hazırlıyor. Bu sebepten bu günlerin değerini ancak gelecekte göreceğiz...
Sevgiyle Kalın, Evde Kalın, Düşünmeye Devam Edin...
Jacko
Yorumlar