top of page

Korona Günlükleri 34

  • Yazarın fotoğrafı: Jacko NAMET
    Jacko NAMET
  • 22 Nis 2020
  • 2 dakikada okunur

Herkese Merhabalar,


2 gündür yazılarda düşünmek gerektiğini yazıyorum. Bu süre zarfında ben de evde düşünceler içinde yaşıyorum ve bu zorlu günlerin, asıl zorlu günler olmadığını gerçek zorlukların bu virüs meselesi bittikten sonra başlayacağını düşünmeye başladım. Evde geçen zaman da özellikle çocuklar çok farklı bir hale gelmeye başladılar. Okul disiplininden kopan çocukların, anne ve babaları ile bu derece iç içe olmaya alışkın olmamaları ve buna alışmaya başlamaları gelecek adına hiç de umut verici gözükmüyor. Bizim evde oğlanın motivasyonu olması büyük avantajı, boş zamanı yok denecek kadar az. Okul zaten bir sürü online ders koyarak onları eğitmek adına elinden geleni yapıyor ama bence eğitimden çok vakit geçirmeye yarıyor bu iş. Etrafımdan bazı arkadaşlarım bu online ders işinin onlar adına iyi olduğunu, çocuklarından daha iyi performans aldıklarını söylüyor olsa da bizim adımıza iş maalesef öyle değil. LGS hazırlığında iken eksiltilen konuları okulda işliyor olmak hedeflenen sınav için vakit kaybı gibi geliyor oğlana. Aslında öyle değil, bu sınav bitecek ama okul devam edecek. Maalesef bu kötü sistem içerisinde sanki sınav bitince her şey bitecek gibi geliyor çocuklara. Kızım için ise işler daha kolay aslında çünkü o zaten yeni nesilin tüm özelliklerinden nasibini almış olduğu için elektronik her şey daha kolay geliyor ona. Online ders yapmak normal ders yapmak kadar keyifli onun için ve de çok rahat adapte oluyor. Onu bekleyecek en büyük engel ise okullar açıldığında dip dibe yaşadığı ailesinden ayrılmak olacak. İşte gördüğünüz gibi herkes için bir mücadele var bugünlerde hem de büyük küçük demeden, bu mücadele kısa soluklu değil uzun soluklu hem de.


Düşünürken, en çok umutlu olmaya çalışırım. Umut etmeden, beklenti olmadan hayatı yaşamak kolay değil. “Aslında körlük, umudun tükendiği bir dünyada yaşamaktı." diyor Jose Saramago Körlük isimli kitapında. Umudun tükenmesi diye bir şey aslında hayatın sona ermesi anlamına gelir. En kötü düşünceler aklımıza geldiğinde bile umut etmeyi, geleceğe olumlu bakmayı sürdürmeyi denemeliyiz. Umudumuzu kaybettiğimiz gün, artık yaşama sevincimizi kaybettik demektir. Umut etmek, tek başına ıssız bir koyda beklemek gibidir. Hayal ettiğin, gerçekleşmesini istediğin şey ister yakın ister uzak olsun, isterse tamamen belirsiz olsun yine de bu koyda uzaklara bakarken bulursun kendini. Gözünün gördüğü kadar uzağa bakar tüm hayatın görebildiğin kadar olduğunu sanırsın ama yanılırsın. Gözün gördüğünden, aklın aldığından çok daha uzak bir gelcek var. Bu belirsiz geleceği şekillendirmek ise bizim elimizde. Umudu kaybetmeden, enseyi karartmadan devam etmek kendimize olan en büyük borcumuzdur. Hayal dünyasında debelenmek değil ama gerçekçi hayaller içinde olmak kimseye bir şey kaybettirmez. Çok sevdiğim bir atasözünde denildiği gibi " Su akar yolunu bulur."


Sevgiyle Kalın, Evde Kalın, Umutlu Olun...


Jacko....

Comentarios


©2020, Korona Günlükleri tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page