top of page

Korona Günlükleri 46

  • Yazarın fotoğrafı: Jacko NAMET
    Jacko NAMET
  • 15 May 2020
  • 2 dakikada okunur

Herkese Merhabalar,


Hayat yavaştan normal akışına dönmeye başladı. Yeni yeni alışmaya başladığımız ev düzenlerini terk etmek üzere herkesin hevesle beklediğini görüyorum. Evimizde de mutluyuz yalanına inanan geniş kitlelerin mutlulukları bu kadarmış demek ki. Yakın zamanda bugünleri anarken bakalım neler diyeceğiz. Olumlu konuşanlar mı daha fazla olacak yoksa olumsuz konuşanlar mı? Kişisel gelişime zaman ayıranlar bakalım iş hayatına tam gaz dönünce bunların ne kadar faydasını görecek. Evde pişirdiğimiz ekmekler ile aldığımız kilolar yazın bizi nasıl gösterecek bakalım. Bir sürü bunun gibi soruların cevaplarını yakın zamanda görmeye başlayacağız gibi duruyor.


Evde çocuklar için de zor bir dönem olacak. Alıştıkları ebeveynler tekrar işe dönünce, okul da olmayınca onlar için ev bu defa sıkıcı bir yer olmaya başlayacak. Annelerine alışan çalışan kadınların çocukları için de kolay olmayacak tekrar bu ikililerin birbirlerinden ayrılması.


Bugün en çok düşündüğüm konuyu okuyanlarla da paylaşma gereği duydum. Tam 60 gün oldu ev hayatının ve yasakların hayatımıza girişinden beri. Bu 60 günlük zaman içinde hepimiz bir çok karar aldık, bir çok önlem aldık, bir çok kaygı yaşadık, bir çok plan yaptık. Peki sevmediğim ama eğlenceli olduğunu düşündüğüm bir oyun oynayacağım şimdi. Gelecekten geçmişe bakıp "neleri yapmazdım ya da neleri daha çok yapardım" onu anlatacağım sizlere. Belki herkesin bu tip bir hesaplaşması olması iyi olur diye düşünüyorum.


Son söyleyeceğimi başta söyleyeyim, bu kadar kaygılanmazdım. Engelleyebilir miydim kendimi bilemem ama gelecek kaygımın tavan yaptığı ilk günlerde ki ruh halimi pek de sağlıklı bulmuyorum işin doğrusu. İlk günlerde aklımın bir yerilerinde dolaşan felaket senaryolarını düşünmemiş olmayı tercih ederdim bu kesin.


Virüs meselesini anlamak için bu kadar vakit harcamazdım. Neden mi? Çünkü yeterli bilgiye ulaşmamın imkansız olduğu bir durum karşısında anlamak adına okuduğum her şey sadece 1-2 gün içerisinde yerle bir oldu her defasında. Virüsün ne olduğunu, çözümün nasıl oacağını kimse bilmiyordu ki, nasıl yorum yapsınlar. Ben ise okuya okuya helak oldum ama sonuçta çok az şey öğrendim. 


İstatistikler ile sevinip, üzülmezdim. Takip ederdim yine ama karalar bağlamazdım. İtalya verilerini açıklasın diye her gün saat 20.30 da telefonda twitter'ı güncellemezdim. Evet takip edip ilerleyişini yine izlerdim ama bu derece takılmazdım. Son 20 gündür bunu yapmadan da gayet mutlu şekilde yaşadığımı gördüm zaten.


Okumaya daha çok vakit ayırırdım. İlk 25 gün kafamın doluluğu yüzünden elime kitap alamaz durumda idim. Halbuki kafayı dağıtmanın yolu kitap okumak. Ben ise tam tersi yolu seçtim ama hatamdan da erken döndüm ve okumaya tekrar başladım. Keşke ilk günlerde hiç bırakmamış olsaydım diyorum şimdi.


Bu kadar çok yemek yemezdim. Sanki hayat boyu evde kalacakmışım gibi hissettiğim günlerde kendimi yemeğe verdiğim doğrudur. Bu kadar yemenin ardından kilolar ile başbaşa kaldığım doğrudur. Dönüp bakınca bu kadar detaylı yemeklerin yapılmış olmasının tek sebebinin kaygıları gizlemek olduğu aşikar. Şimdi uğraş dur bakalım vermek için.


Son olarak da, kesinlikle evde olmanın iyi bir şey olduğunu daha çok düşünür, ve daha sağlığım iyi olsun kalan kolaydır diye düşünürdüm. İsterseniz siz de kendinize sorun. Bakalım kendinize vereceğiniz cevaplar neler olacak. Bu süreç içinde ki gelişiminizi görmek açısından çok faydalı bir alıştırma bence. Sevgiyle Kalın, Evde Kalın... Jacko

Comments


©2020, Korona Günlükleri tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page