Korona Günlükleri 5
- Jacko NAMET
- 21 Mar 2020
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 17 May 2020

Herkese Merhabalar,
Kendi kendime konuşuyormuş gibi hissediyordum başlangıçta kendimi ama bir şekilde okunma sayısını görünce çok mutlu oldum. Duygu ve düşüncelerimin çok kişiye ulaştığını biliyorum artık.
Bugün Cumartesi ama hiç haftasonuymuş gibi değil. İzolasyonun derecesini arttırmaya çalışıyoruz. Yabancı teması mümkün olduğunca azaltmak ilk hedefimiz. Sabah normal bir Cumartesi gibi uyandık azıcık geç. Sıkı bir kahvaltı ettik sonrası ise pek de eğlenceli geçmedi. Binanın bahçesinde bir kahve içmek dışında pek bir aksiyon yapmadık. Evde de yapılacak şeyler giderek azalıyor. Bizim ufaklık o kadar sıkıldı ki gündüz vakti 2,5 saat uyudu. Oğlan ise bugün çok sıkıldı. Spor yapmak istiyor ama evde yapacağı spor onu tatmin etmiyor. Nasıl yapacağımızı bilmiyorum ama bir şekilde bir program dahilinde spor yaptırmamız lazım adama, enerjisini atmak için ihtiyacı var. Biz ise o koltuktan bu koltuğa, o kanaldan bu kanala bir gün geçirdik. Sıkıntıdan akşam yemeğinde değişik bir yemek yapmayı talep ettim ve 1 saate yakın mutfakta yemek hazırladım, aslında her zaman severim mutfağa girmeyi ama bu defa ilk hedefim zaman geçirmekti. Sabah arkadaşlar ile bir toplu video konferans yaptık, akşam aile ile yaptık. Bu sanallık yorucu bir şey aslında. İnsanın moralini başlangıçta 2-3 dakika düzeltse de sonradan çok düşündürüyor. Yüz yüze kahve içeceğim, rakı tokuşturacağım arkadaşlar ile ancak ekrandan görüşebiliyor olmak üzücü. İster istemez hayatımızın ne kadar değerli olduğunu ancak şimdi anlıyoruz, elimizde olan şeyleri kaybetmeden değerini bilemiyoruz tabii. Akşam olunca ise herkes biraz mesafe koymaya çalışıyor kendine. Oğlan yukarıda arkadaşları ile konuşuyor, Tuna biraz Tv, biraz telefon, biraz kız ile ilgileniyor ben de bilgisayar ve telefonla vakit geçiriyorum. Tv açık ve sağlık bakanının açıklayacağı rakamı bekliyorum, çok artacağını biliyor olsam da duyunca kalbim çok daha hızlı atacak ve o meşhur soru yine aklıma gelecek..." Bu iş Ne zaman bitecek? Bitince nasıl olacak?"
Virüs ile beraber gördüğüm şey insanların birbirlerine toleranslarının artmış olması ve toplumsal olarak beraber hareket etme eğilimi. Fakir-Zengin, Sağcı-Solcu, Siyah-Beyaz ayrımı yapmadan tüm toplumlar bir araya geliyor. Fakat bunun için illa bir felaket olmasını mı beklememiz gerekiyordu. İşte burada politikacılara bir lafım olacak çünkü onlar bizi bu hale getiriyor, onlar kutuplaştırıp aslında hiç bir husumeti olmayan insanları bir birlerine düşman ediyor. Bu düşmanlık neden üretiliyor peki? Sadece iktidar ve para hırsından. Kapitalizm'in güçlenmesi ile beraber politikacılar fakir halkları kutuplaştırarak yönetmeyi ilke edindiler, bunun aynısı ülkeler içinde geçerli. Zengin ülkeler, fakir ülkeleri sömürebilmek için onların marjinalleşmesini istiyor. Şöyle bir gerçek var, düşmanın varsa gelişiyorsun ve kapitalizm sürekli bir düşman ve rekabet yaratma derdinde. Halbuki insanlar şu günlerde saat 21.00 olunca tanımadıkları sağlık çalışanlarını alkışlıyorlar. Ne alkışlayan kesim neden alkışlanan kesim politik olarak aynı düşünceyi temsil ediyor. Bu güzellik umalımda virüs gidince de devam etsin diyeceğim ama pek de ümitli değilim.
Yine insanların paraya olan düşkünlüklerini gösteren şeyler olmaya devam ediyor. Bir kişi çıkıp şunu yazabiliyor " Sağlık çalışanlarına ek prim verelim" ya arkadaş senin hayatında bütün hedefin para olabilir ama bu insanlar canları pahasına İYİLİK yapmaya çalışıyor. Sen belki hayatını satmaya hazırsın ama herkesi kendin sanma, bu insanlar topluma faydalı olmak için doktor olmuşlar, karşılığa para değil bunun. Umuyorum ve diliyorum ki bu tarz düşünceli insanlar, hastane personellerini ve sağlık çalışanlarını görürler de kendilerine çeki düzen verirler. Bu virüs bakarsınız tüm insanlığı zorla iyi olmaya iter.
Sevgiyle Kalın, Evde Kalın.
Jacko...
Commentaires