Korona Günlükleri 6
- Jacko NAMET
- 22 Mar 2020
- 2 dakikada okunur

Herkese Merhabalar, Keyifler giderek bozuluyor. Vaka sayıları arttıkça moralleri yüksek tutmak zorlaşıyor maalesef. Ne haftasonumu olduğunu ne de Pazar günü olduğunu anlamadım bugün. Sabah kalkıp rutin bir kahvaltı, apartmanın bahçesinde kahve, çocuklar ile atışma ve kaynaşma. Hanımla iniş çıkışlar. Evde durmak herkesi bozuyor. Herkes gün içinde bile iniş çıkışlar yaşıyor. Ne yiyeceğiz, ne içeceğiz bile ufak tefek tartışmalara yol açabiliyor. Oğlan sabah LGS çalışmasına devam etti, çocuk 165 dakika deneme sınavı yaptı. Hayranlıkla takip ediyorum adamı ve alkışlıyorum. O da yorulmaya başladı evde durmaktan. Sabah biraz antrenman yaptı kendi çapında, enerjisini atmaya çalışıyor kolay değil bu yaşta bu enerjiyi atmak. Ufaklık halinden memnun gibi ama dönem dönem o da sıkılıyor. Onu da sürekli aktif tutmak hem Tuna, hem ben, hem de Amir için kolay değil. Ev dar geliyor bazen hepimize ki daha işin başında olduğumuzu biliyoruz. Bazen bozulan moralleri yükseltmek için aktiviteler yapıyoruz ama nereye kadar bilemiyorum. Ev de kimsenin alanı yok, sürekli iç içe durmak herkesi yoruyor, herkes kendine alan istiyor ama kolay değil bunu sağlamak. Akşamüstü giyinip Apartman civarında dolaşmaya çıktık, sokaklar terk edilmiş gibi, tek tük gördüğümüz insanlar bile birbirlerinin gözünün içerisine bakmıyor. Bu sosyal mesafelendirme işi bizim toplum için zor ama olmazsa da olmaz. Bir de sokakta gördüğüm her insana potansiyel tehlike diye baktığımı hissettim, eminim onlarda benim için aynısı hissetmiştir. Bu iş acayip bir travma yaratacak toplumda. Yarın Pazartesi olduğu için okul moduna soktuk ve erken yatırdık çocukları. Yarın hepimiz evdeyiz yine ama biraz daha organize olacağımızı düşünmek istiyorum. Yazdıklarımı Amir'de okuyor, bugün de bana çok iç karartıcı yazıyorsun dedi. Biraz daha umutlu olamaz mısın diye sordu...Peki gençliğe kulak verip biraz da umut verici şeylerden bahsedeyim virüs ile ilgili. Bu virüs bize bilimin ne kadar önemli olduğunu gösterdi sanırım. İlk sırada yer alan bu en azından benim için. Bu virüs gittikten sonra bilime verilen önem artacaktır. Peki bilime önem veriyoruz demek yeterli mi? Yok değil bence, bilime önem verebilmek için iyi bir eğitim gerekli. İyi bir eğitim için iyi eğitmenler gerekli, iyi eğitmenler için de iyi eğitmenler gerekli. Karışık gözükse de bu işin bir katastrof olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Tüm dünya eğitimi herseyin önüne almalı ki bu iyi eğitimi alan nesiller daha da iyi nesilleri eğitsinler. Hayatımızı bilime, öğrenmeye, okumaya adamak gerekli. Okumaktan, bilgi edinmekten korkan kitleler kendi kendilerine oluşmaz bunları politikacılar oluşturur. İşte burada insanların hepsinin şapkayı öne koyup düşünmesi gerekli, bizi yönetmek üzere seçtiğimiz kişilerin bizi nasıl yöneteceğini düşünmemiz lazım bize ne kadar para kazandıracağını değil. Bir virüs gelir hepimizin tüm parasını alıp götürebilir ama aklımızı alıp götüremez, eğer kendimizi bilime adar ve herseyini altında bir komplo değil de veriler olduğuna inanırsak bu hayat hepimiz için çok daha kolay olacaktır. Sokakta çalışan herkese çok saygı duyuyorum, bu bir duyarlılık. Bu insanların hepsi bizler için orada. Markette çalışan da, sağlıkta çalışan da bizim hayatımıza kolaylık getirmeye çalışıyor. Lütfen bu zamanda çalışan herkese empati ile yaklaşın. Ama bunu bugünler ile sınırlı tutmayalım. Bu en azından benim için bir milat olacak, çalışan ve hizmet veren herkese sonsuz saygı göstermeliyiz. Ne virüsmüş diyorum durmadan, tüm dünyayı adam edecek böyle giderse. Bu günlerden, akıllı olanlar az yara ile çıkacak ve hayat yine devam edecek. Onun için enseyi karartmadan elimizden geleni yapmalıyız ki bu virüs gittiğinde daha güçlenmek için gücümüz kalsın. Sevgiyle Kalın, Evde Kalın, Saygı ve Takdir Etmeyi Unutmayın. Jacko.....
Comments