Peki Korona Bize Ne Getirdi?

Herkese Merhabalar, Uzun zamandır Korona'nın bizden götürdüklerine odaklı tüm dünya. Tabii ki, maddi ve manevi olarak çok şey kaybedenler oldu, fakat Korona hayatımıza bir çok yenilik de kattı bence. Bugün bu konuda biraz kafa patlatalım istedim.

Korona ilk olarak neredeyse tüm insanlığın son yüz yılda yaşadığı ilk ortak sorun oldu. Tüm Dünya'nın aynı anda aynı sorunu yaşıyor olması, insanlık adına empati gelişimi açısından çok faydalı oldu bence. Empati kabiliyeti artan insanlar, kendileri kadar diğerlerini de düşünmeyece başlayacağı için bence Korona'nın ilk ve en önemli getirisi Empati yeteneğimizi geliştirmesi oldu.

Evde sıkılan, ne yapacağını bilemeyen insanoğluna Korona adeta bir tokat gibi geldi. Hem de çok sert ve acıtan bir tokat. Başlarda sıkılan ne yapacağını bilemeyen çoğunluk zamanla evde vakit geçirmenin, çekirdek ailenin değerini, onlarla sınırsız vakit geçirebilmenin keyifin yaşadı. Yani bir bakıma hayatın evde de güzel olabileceğini öğretti bize Korona. Biter bitmez fabrika ayarlarına dönüyoruz tabii ki fakat yine de geçen süreci farklı algılayıp hayatlarında farklı karar alanlar çoktur.

Bazen paranın alacağı şeylerin sınırı olduğunu öğretti bize Korona. Başta sağlık olmak üzere paramız olsa da herşeye sahip olamıyoruz bu hayatta. Mesela 65-70 gün evde oturan insanlar, paranın hiç bir işe yaramadığı sadece doymak için yemek yediğimiz bir süreç geçirdi. Pahalı restoranlar, marka giysiler almadan da hayat olduğunu gördük. Bunu umuyorum ve diliyorum ki devam ettiririz.

Hayatın ofislerde kısılmadan da yaşanabileceğini gördük bu süreçte. Patronlar, yöneticiler, çalışanlar, her birisi farklı bir hayatın da var olduğunu, hatta elemanların ofis yerinde dışarıda daha bile verimli çalışabildiğini gördü. Göz görmeden de çalışılabildiği, müdür başında durmadan da görev bilincine sahip olunabildiği görüldü bu süreçte.

Komik ama kendi adıma bir gerçekte TV de maç seyretmeden de yaşanabildiğini gördüm. Ev ahalisinin bir kısmı haklı olarak bu işten çok memnun. Tv de sürekli maç sesleri olmadan 3 aya yakın bir zaman geçirdik.

Farklı yatırımlar yapmayı, sınırlı paralar ile de yatırım yapılabildiğini öğrendik. Bilmediğimiz finansal piyasaları araştırdık, borsalarda yatırımlar yaptık, kah kazandık kah kaybettik ama yeni bir şeyler öğrendik. En azından etrafımda çok kişi finansal okur yazarlık konusunda çok ilerleme kaydetti.

Bir çok kişi okumayı keşfetti, bir çok kişi evde yemek yapmayı keşfetti. Hayatında mutfağa girmemiş insanlar evlerinde ekmek yapmaya başladı. İş öyle duruma geldi ki bir ara maya bulunamaz hale geldi.

Bu süreç bize "Hayatta görmediğim şey kalmadı" demenin ne kadar yanlış olduğunu öğretti her şeyden önemlisi. Hayat sonu olmayan bir yolculuk bizim için. Başlayacağı güne de, biteceği güne de karar veremediğimiz. Sonunda ne olduğunu bilmeden gittiğimiz bir yol. Bu yol bugün Korona gibi bir olay ile bizi farklı yerlere götürdü. Geçmiş 80-90 gün herkesin kafalarını karıştırdı. Bir gün karar verdik ertesi gün her şey alt üst oldu. Bir sabah uyandık işe gidemedik, bir sabah uyandık evden çıkamadık, bir sabah uyandık eve de insan alamadık. Olamaz dediğimiz her şey bu zaman içinde oldu ve bizler de buna uyum sağlamayı becerdik.

Yaşadığımız hayatın ne kadar değerli olduğunu öğretti Korona bize. Onca yıllık hayatımızı sadece 65 günde gözden geçirdik hepimiz. Sadece 65 gün bize yetti, farkına varmak için. Yılların alışkanlıklarının değerini bilmeden yaşayan insanoğlu Korona denen gözle bile göremediği bir virüs ile aydınlanma çabalarına girdi. Beceren oldu, beceremeyen oldu ama mutlaka herkes "ben nerede hata yapıyorum acaba? " diye sordu kendisine. Kimileri yapılan hatayı düzeltmeye çalışacak bundan sonra kimileri ise yaşanan bu günleri hemen unutacak. Bana sorarsanız bu dönem benim hayatımı çok değiştirecek...

“Basit olanın gücünü fark etmedikçe, mutluluk hep bir hayal olarak kalacak ne yazık ki ..." Marcus Aurelius. Sevgiyle Kalın, Jacko