Günün Yazarı - George Orwell
- Jacko NAMET
- 19 Nis 2020
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 3 Haz 2020

Herkese Merhabalar,
Söz verdiğim üzere Pazar günleri yazar ve kitap tanıtımına devam ediyorum. Bugün bir çok kişinin yakından tanıdığı bir yazar seçtim, George Orwell.
1903'te Hindistan'ın Bengal eyaletinin Montihari kentinde doğdu. Ailesiyle birlikte İngiltere'ye döndükten sonra, öğrenimini Eton College'de tamamladı. Gerçek adı Eric Arthur Blair olan Orwell, 1922-27 yılları arasında Hindistan İmparatorluk Polisi olarak görev yaptı. Ancak, İmparatorluk yönetiminin içyüzünü görünce istifa etti. 1950'de yayımladığı Bir Fili Vurmak adlı kitabı, sömürge memurlarının davranışlarını eleştiren makalelerin derlemesidir. İkinci Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru yazdığı Hayvan Çiftliği, Stalin rejimine karşı sert bir taşlamadır. Orwell'in en çok tanınan yapıtlarından Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, bilim-kurgu türünün klasik örneklerinden biri olmanın yanı sıra, modern dünyayı protesto eden bir romandır. Burma Günleri ise, Orwell'in Burma'daki (bugünkü Myanmar) İngiliz sömürgeciliğini dile getirdiği ilk kitabıdır. Orwell, 1950'de Londra'da öldü.
Daha detaylı bilgi için https://tr.wikipedia.org/wiki/George_Orwell
Orwell'in dünyada en çok okunan kitabı Bin Dokuz Yüz Seksen Dört'tür. George Orwell'in kült kitabı Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, yazarın geleceğe ilişkin bir kâbus senaryosudur. Bireyselliğin yok edildiği, zihnin kontrol altına alındığı, insanların makineleşmiş kitlelere dönüştürüldüğü totaliter bir dünya düzeni, romanda inanılmaz bir hayal gücüyle, en ince ayrıntısına kadar kurgulanmıştır. Geçmişte ve günümüzde dünya sahnesinde tezgâhlanan oyunlar düşünüldüğünde, ütopik olduğu kadar gerçekçi bir romandır Bin Dokuz Yüz Seksen Dört. Güncelliğini hiçbir zaman yitirmeyen bir başyapıttır; yalnızca yarına değil, bugüne de ilişkin bir uyarı niteliğindedir. Benim bugün tanıtacağım kitap bu kitabı değil ama George Orwell deyince de Bin Dokuz Yüz Seksen Dört'ten bahsetmemek ayıp olurdu.
Benim bugün herkese tanıtmak istediğim kitap Hayvan Çiftliği. Hayatımın 2 ayrı devresinde 2 defa okuduğum bu kitap her defasında beni büyülemeye devam etti. George Orwell'in kitabı yazış şekli, tasvirleri gerçekten nefes kesici güzellikte.
Hayvan Çiftliği'nin kişileri hayvanlardır. Bir çiftlikte yaşayan hayvanlar, kendilerini sömüren insanlara başkaldırıp çiftliğin yönetimini ele geçirirler. Amaçları daha eşitlikçi bir topluluk oluşturmaktır. Aralarında en akıllı olanlar domuzlar; kısa sürede önder bir takım oluştururlar, devrimi de onlar yolundan saptırırlar. Ne yazık ki insanlardan daha baskıcı, daha acımasız bir diktatörlük kurulmuştur artık. George Orwell, bu romanında tarihsel bir gerçeği eleştirmektedir. Romandaki önder domuzun, düpedüz Stalin'i simgelediği açıkça görülecektir. Öbür kişiler bire bir belli olmasalar da, bir diktatörlük ortamında olabilecek kişilerdir. Romanın alt başlığı Bir Peri Masalı'dır. Küçükleri eğlendirecek bir peri masalı değildir; ama roman, bir masal anlatımıyla yazılmıştır.
Bu kitap tüm zamanların en çok okunan kitaplarından biridir hatta bizim lise yıllarımızda okullarda okuyan arkadaşlarımın olduğunu bile hatırlıyorum. O zamandan bu zamana değişen çok şey oldu dünyada....Kitabı okuyupta beğenmeyen çok az insan vardır sanırım. Kısa ve öz bir anlatımla iktidar hırsının nasıl bir şey olduğunu ve ne derece yıkıcı olduğunu net bir şekilde gözler önüne sermektedir.
Orwell'in romanı yazış sebeplerinin başında kendi yaşadıkları ve yaşadıklarını kitlelere ulaştırma isteği büyük yer tutmaktadır. Totaliter rejimlere bir baş kaldırı niteliği her satırda buram buram kokmakta ve okuyucuya net bir şekilde bu tip rejimlerin ne kadar zararlı olabileceğini anlatmaktadır. Kitabın özünde ise sorgulamadan inanan, benimseyen insanlara bir eleştiri var. Değişimlerin halktan geldiği fakat sonrasında gücü ele alanların kitleleri nasıl yanlış yönlendirebildiğini ve buna itaat edenlerin zaman içinde nasıl bir çıkmaz ile başladıkları yere döndüklerini net bir şekilde anlatıyor bu kitap. Kitabın en ünlü cümlesi ise "Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar öbürlerinden daha eşittir.". Gücü ele alanların, altta kalanlara bakış açısını çok net bir şekilde yansıtan bu cümle, özgürlük ve eşitlik diye yola çıkmış olan bir grubun zaman içinde nasıl değiştiğini ve insanın içinde nasıl bir ego ve iktidar hırsı olduğunu net bir şekilde anlatmaktadır.
Beni en çok etkileyen bölüm ise " Özgürlüklerini savunmayanların ödedikleri bedel ağırdır." . Bu cümle her zaman hayatımda önem verdiğim bir konuya değinmesi açısından çok değerlidir benim için. Her birey kendisi için olduğu kadar diğerlerinin de özgürlüklerini savunabilmelidir. Özgürlük tek bir kişi veya zümreye ait olduğu zaman özgürlük olmaz. Her birey kendi özgürlüğünü savunurken, diğerlerinin özgürlüklerini kısıtlamadığına emin olmak zorundadır. Günümüzde gördüklerim ise hiç bu şekilde vukuu bulmamakta maalesef. Bence her insan şunu diyebilmelidir; Sen özgür değilsen aslında ben de özgür değilim. Sevgiyle Kalın, Evde Kalın, Özgürlüğe Değer Verin... Jacko
Comments