top of page

Sporun Düşündürdükleri

  • Yazarın fotoğrafı: Can Sönmez
    Can Sönmez
  • 5 Haz 2020
  • 2 dakikada okunur
  • “ Ben işime aşığım,mesleğime tutku ile bağlıyım,inanın bana işime tapıyorum. “ Pep Guardiola

  • “ Sektirdiğim turuncu topa aşığım. “ Luigi Datome

  • “ Sevdiğim işi yapıyorum,sabah kalkıp antrenmana gitmek,benim sakinleştiricim bu.” Zeljko Obradovic

  • “ Her şeyden önce bu harika sporun aşığı olduğum açıktır.” Johann Cruyff

  • “ Benim en iyi bildiğim, en çok sevdiğim iş basketbol oynamaktır.” Saras Jasikevicius


Hangi tür olursa olsun, yaptıkları sporla ilgili başarı yakalamış insanların sözleri bir birine ne kadar benziyor değil mi? Benzer cümle kurmuş, yüzlerce spor adamı ve sporcu duyarız. Bu aşkın getirdiği bir dizi eylem , bitmek bilmez bir tempo ile çalışmalar, çalışmanın hayatın rutini haline gelmesi, kaçınılmaz oluyor. Bazen hayata isyan etmek, karşı durmak için spor kullanılıyor. Bazen gösterinin hakkını vermek ya da sevgi ve harcanan emeği herkese göstermek için ışıklar altına çıkılıyor. İşin içine asla vazgeçmemek ve cesareti de dahil ettiğinizde hepimizin hayatına dokunan hikayeler doğuyor. Lefter’in çorap yumaklarından yaptığı topla imkansızlıklardan çıkıp efsane olması, Djokovic’in dibi görmüşken diyetini değiştirerek zirveye çıkması, Bobby Dixon’un uyuşturucu batağından topun peşinden koşarak kurtulması, hepsi bizlere inandığımızın peşinden koşmamızı söylemiyor mu? Çekilen acılar, cesaret, umut, zaferler, doğru yanlış alınan kararlar her an hayatın içinde varlar. Benim için sporun en güzel yanı her düşüşte tekrar ayağa kalkmam için bir neden olduğunu öğretmesi olmuştur. Ne olduğun değil, neyi nasıl yaptığın önemlidir. Kimi zaman hiç bir yere ait olmadan aidiyet hissettiğin, söylediğin şeyin ünvanından daha değerli olduğu yerdir spor arenası. Kimi zaman ise duyulmayan sesi yükseltmektir.


İnsanların etnik yapılarına göre ayrıştığı bir dönemde, savaş çağrıları yapılırken “ Vietnamlılar bana hiç bir kötülük yapmadılar ki onlarla savaşayım “ diyebilmek ve bu sözün karşılığında çok sevdiği spordan ayrı kalmak vardır işin ucunda. O cümleyi kurabilmek spordan alınan cesaretten kaynaklanıyordu. Cesaret yoksa mutluluk da yoktu. Hayata karşı o dik duruş, ringlere tekrar döndüğünde, yeni şampiyonlukların kapısını açacaktı. Efsane boksörün politik söyleminin arkasında spordan aldığı güç ve cesaret vardı.

Baskıcı Bulgar rejiminden kaçarak Türkiye’ye iltica edip, madalyaları ve rekorları bir bir ele geçiren cep herkülü Naim için ise konuşmanın tek yolu spordu. Dünya rekorlarını alt üst ederek kaldırdığı ağırlığın altında büyüyen küçük adam için güçlü olmak araçtı.

Kazanmanın verdiği zafer sarhoşluğu içerisinde tevazu sahibi olabilmek deyince hangimizin aklına Federer gelmez. Yıllarca verilen emeğin alkışlanması, insan için maddi değerden çok daha ötededir.


Örnekler çoğaltılabilir. Çalışmanın erdemi, hedef belirlemenin önemi, cesaretin verdiği güç, yaptığın işe saygı göstermek ve sevmek. Spordan alınacak mesaj ne kadar fazla. Bundan böyle kalemim kağıdım yettiğince her cuma spor yazılarında siz değerli okuyucularla beraber olmaya çalışacağım. Bedeniniz zinde, zihniniz açık olsun, sporsuz kalmayın.


Can Sönmez


Comentários


©2020, Korona Günlükleri tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page